Tüm dünyada artan nüfus, sanayileşme ve kırsaldan kente göçler sonucunda; çevre sorunları, sürdürülebilir yaşam kalitesi ve genel anlamda dünyanın geleceği ön plana çıkmaktadır.
Gelişen teknolojiler sayesinde insanoğlunun çevreye ve doğaya bilinçsiz, olumlu-olumsuz katkıları daha iyi anlaşılmakta ve genel olarak “yaşanabilir bir dünya” kavramı endişe verir bir biçimde sorgulanmaktadır.
“Yaşanabilir bir dünya” ile birlikte enerji gereksinimine yönelik düşünce ve çalışmalar gelecek konusunda bugünden alınması gereken önlemlere yer vermektedir.
Ulusal ve uluslararası bağlamda pek çok sorgulama ve çalışma yapılmakta ve çeşitli zorlayıcı önlemler alınmaktadır.
Kyoto Protokolü Birleşmiş Milletler Uluslararası İklim Değişikliği Paneli, Avrupa Birliği’nin değişik yönetsel yaklaşımları, “yaşanabilir bir dünya” kavramı ve “sürdürülebilir enerji geleceği” ile ilgili çalışmaların önde gelenleridir. Türkiye’nin de taraf olduğu Kyoto Protokolü, özellikle karbon salınımı, ozon tabakasına olumsuz etkileri bilinen “sera gazı” etkisi ve yenilenebilir enerji kaynakları konusunda temel referans noktasıdır.
BM Uluslararası İklim Değişikliği Paneli, değişik kimyasal bileşiklerin sera gazı etkilerini genel kabul görür biçimde saptamıştır.
Avrupa Birliği ise Mart 2007’de “20-20-20” olarak bilinen hedefe yönelik çalışmalara başlamıştır. “20-20-20”, 2020 yılına kadar sera gazı salınımlarının %20 azaltılmasını ve toplam enerji ihtiyacının %20’sinin yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlanmasını öngörmektedir.
Bütün bu açılardan bakıldığında LPG, doğaya ve çevreye duyarlı, temini kolay, taşınabilen ve emniyetli bir enerji kaynağı olarak öne çıkmakta ve arzu edilen hedeflere ulaşılmasına olumlu katkılar sağlamaktadır.
LPG; propan, bütan ve ilişkili bileşiklerden oluşan bir karışımdır. Doğal gaz çıkarımı sırasında doğal olarak açığa çıkmaktadır. Ayrıca ham petrol rafinasyonunun da otomatik bir ürünüdür.
Düşük karbonlu, çevreye yükü az bir yakıt olduğundan, hava kalitesine olumlu katkı sağladığı ve sera gazı salınımını azalttığı bilimsel çevrelerce kabul edilmiş olup, pek çok ülkede ve Birleşmiş Milletlerce teşvik edilmektedir.
Hem doğal gaz çıkarımından hem de ham petrol rafinasyonundan elde edilebildiği için temininde hiçbir güçlük yoktur. Özellikle ülkemize yakın havzalarda artan bir şekilde yeni doğal gaz kaynakları bulunup, doğal gaz ayrıştırma tesisleri kurulmakta olduğundan temin kolaylığı daha da artacaktır.
LPG’nin birim başına enerji verimi, yani kalorifik değeri yüksektir. Dolayısıyla daha az miktar tüketilerek diğer yakıtlardan beklenen enerji elde edilebilir.
Fosil bir yakıt olmasına rağmen LPG, yenilenebilir enerji kaynaklarının kesintisizlik desteği olarak kullanılabilir.
Her yere taşınabilen, mobil bir enerji kaynağı olduğundan kırsal bölgelerin en önemli enerji kaynağı olabilir.
LPG, kullanım yeri ve alanı olarak çok esnek olduğundan her amaca yönelik çözümlerin üretilmesine yardımcı olur, enerji ihtiyaçlarını çevreye saygılı bir biçimde karşılar. Bu nedenle evlerde, iş yerlerinde pişirme, ısıtma ve ısınma gereksinimlerini karşıladığı gibi, otomotiv yakıtı (otogaz) olarak da kullanılmaktadır.
Kentleşme ve sanayileşme sonucu dünyanın karşı karşıya olduğu en büyük sorun hava kirliliğidir.
Dünya Sağlık Örgütüne göre, her 10 kişiden 9’ u yüksek derecede kirli hava solumaktadır.
Hava kirliliği nedeniyle her yıl 7 Milyon kişi hayatını kaybediyor.
Türkiye’ de fosil yakıt kullanımı kaynaklı hava kirliliğinin hem sağlık, hem de çevre üzerinde ciddi etkileri var.
2017’ de yaşanan 30 yaş üstü ölümlerin 51.574’ ü hava kirliliğinden kaynaklandı. Bu, ülkemizde trafik kazalarında hayatının kaybedenlerin 7 katı.
Özellikle büyük kentlerde taşıt araçlarının egzoz gazları yüksek oranda hava kirliliğine neden olmaktadır. Egzoz gazlarında bulunan azot oksitler, (NOx) uçucu organik bileşikler (volatile organic compounds = VOC) ve katı parçacıklar (particulate matter = PM) en önemli üç hava kirleticidir. Otogaz LPG kullanan araçlar dizele göre çok daha az azot oksit ve katı tanecik salınımı yaparlar.
Otogaz LPG kullanımı ayrıca karbon salınımının azaltılmasına yönelik hedeflere ulaşılmasına yardımcı olur. LPG, benzine göre %20 daha az karbondioksit (CO2) salınımı sağlar.
Ülkemiz de dahil olmak üzere dünyada pek çok ülke yenilenebilir enerji kaynaklarından daha fazla yararlanmaya yönelmektedir. Örneğin Avrupa Birliği kendine 2020 yılına kadar toplam enerji ihtiyacının %20’sinin yenilenebilir enerji kaynağı kökenli olmasını hedef almıştır. Yenilenebilir enerji kaynakları (güneş, rüzgar vs.) kesintili kaynaklar olup, tamamen doğa koşullarına bağlıdır. Bu kesintiler sırasında sistemlerin çalışmaya devam etmesi ancak LPG gibi her yerde, her zaman temini mümkün olan enerji kaynaklarının desteğine bağlıdır. Bu nedenle LPG, yenilenebilir enerji sistemlerinin en temiz destekçisi olarak öne çıkmaktadır.
Avrupa Birliği (AB) çevreyi kirleten egzoz gazı emisyonunu kontrol altında tutmak için 2021’den itibaren satılan araçlarda karbondioksit (CO²) miktarını kilometre başına ortalama 95 grama indiriyor. Avrupa Birliği (AB) 1990’ların başından bu yana çevreyi kirleten egzoz gazı emisyonunu kontrol altında tutma amaçlı kurallar belirlerken, en büyük hamleyi 2020 sonunda itibaren başlatıyor. 2021’den itibaren AB içinde satılan tüm otomobillerde karbondioksit (CO²) miktarı kilometre başına ortalama 95 grama indirilmek zorunda. Ayrıca 2025 yılına kadar 2021 yılı seviyelerinin yüzde 15 altına, 2030’da ise 2021 yılı seviyelerinin yüzde 35 altına inecek. Tutulması imkânsız gibi görünen bu hedefler için LPG ve CNG gibi alternatif yakıtlarla çalışan araçlara yönelik hem yatırımlar hem de uluslararası işbirliktelikleri hızla artıyor.
LPG GERÇEKLERİ:
Avrupa Komisyonu, yayınladığı "Gelecekte Ulaşım Yakıtları Raporu"nda elektrik, hidrojen, metan, bio ve sentetik yakıtlar gibi LPG’nin de geleceğin yakıt alternatifleri içinde giderek daha önem kazanacağını vurguladı.
Avrupa Komisyonu, yayınladığı "Gelecekte Ulaşım Yakıtları Raporu" ile 2050 yılına kadar petrole alternatif yakıtlar üzerine öngörülerini kamuoyuyla paylaştı.
Çeşitli sektörlerin temsilcileri, sivil toplum kuruluşları, akademisyenler ve AB Komisyonu yetkililerinin işbirliği ile hazırlanan rapor, kanıtlanmış kaynaklara göre 40 yıllık ömrü kalan petrole karşı, sürdürülebilir alternatifleri, nedenleriyle sıralıyor.
Kara, demiryolu, deniz ve hava ulaşımının ayrıntılı olarak incelendiği rapor, karbon emisyonlarını 2050 yılına kadar yüzde 80 ile yüzde 95 oranında azaltmayı hedefleyen Avrupa ülkeleri için bir yol haritası niteliğini taşıyor.
Rapora göre LPG, karayolu yolcu ve yük taşımacılığı ile kısa mesafeli deniz taşımacılığında etkili bir alternatif yakıt olarak tanımlanıyor.
Avrupa Komisyonu’nun hazırlattığı rapor, elektrik, hidrojen, metan, bio ve sentetik yakıtlar gibi LPG’nin de geleceğin yakıt alternatifleri içinde giderek daha önem kazanacağını vurguluyor.
Rapora göre, petrole alternatif olacak yakıtların kolay ulaşılır, hesaplı ve güvenilir olması gerekiyor.
Gelecek 10 yılda, sıvı hidrokarbon yakıtların piyasalarda ağırlığını koruyacağı öngörüsüne yer veren rapor, elektrik, hidrojen, metan, bio ve sentetik yakıtlar ile LPG kullanımının istikrarlı bir şekilde artacağını belirtiyor.